Görme bozuklukları okul öncesi dönemde her 20 çocuktan birini etkilerken okul çağında 4 çocuktan birini etkiliyor…
Görme duyusu, doğum sonrası 3-4 aylarda başlayıp 7-10 yaş civarında tamamlanır.Özellikle küçük yaştaki çocuklar şikayetlerini net olarak tanımlayamadıklarından dolayı bazı göz hastalıkları fark edilmeyip sonraki yaşamda kalıcı görme hasarına yol açabilir.
Anne ve babaların bazı belirtiler açısından uyanık olması ve çocuklarını göz muayenesine götürmesi öneriliyor…
Belirtilerden bahsedecek olursak;
Direkt bakışta gözler birbirine paralel mi yoksa bir göz düz bakarken diğeri içe, dışa,aşağı veya yukarı kayıyor mu? Tv izleme veya okuma esnasında başını belli bir yöne çevirme eğme, bir gözü kapama, gözleri kırpıştırma kısma ovalama, yamuk yazma, sıra atlama, yakından bakma, baş ağrısı, sık sık ayağı takılıp düşme gibi durumlar aileyi göz açısından şüpheye yönlendirmelidir.
Bu belirtiler, miyop, hipermetrop, astigmat gibi görme kusurları (gözlük kullanmayı gerektiren durumlar sonucu olabileceği gibi göz tembelliği şaşılık doğumsal veya gelişimsel katarakt kalıtsal kornea ve retina hastalıkları sonucu ortaya çıkabilir.
Bahsettiğimiz bu hastalıklar her zaman yukarıda saydığımız bu belirtileri göstermeyebilir. Gizli şaşılıklar, göz tembelliği, gelişimsel kataraktlar, korneal dejeneratif hastalıklar, keratokonus, bazı herediter retina hastalıkları aileyi uyarıcı bir belirti vermeyebilir. Farkedilmeyip ancak ayrıntılı bir göz muayenesi sonrası tanı konabilecek bu hastalıklar kalıcı hasar bırakmaya fırsat vermeden tedavi edilebilinir.
Herhangi bir şikayet olmaması durumunda; ilk bir yaş içinde (6-8 aylar), 18. ay ve 3. yaşında, 5. yaşında ve özellikle okula başlarken, okul öncesi 7-8 yaşlarında muhakkak hekim muayenesini öneriyoruz.
Özellikle okulların açıldığı bu dönem öncesi herhangi bir yakınma ortaya çıkmadan çocuklarımızın göz muayenesini aksatmayalım.
Göz Vakfı Hastaneleri Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.